Akademik çevirinin birçok zorluğu vardır. Yeni başlayanlar için, makalelerin bu alanda çalışmış ve söz konusu terminolojiye alışkın çevirmenlerin elinde olması her zaman en iyisidir. Bir akademik çevirmen ayrıca, belirsizlikleri tespit edebilecek ve hedef dilde doğru karşılığı bulabilecek kadar alan bilgisine sahip olmalıdır. Akademik çeviri, hassasiyet ve “epistemolojik altyapıyı aşındırmama” açısından zorluklar barındırır. Bu zorlukların üstesinden ancak alan uzmanlığına sahip, yüksek eğitimli bir çeviri profesyoneli gelebilir.

 

Akademik çevirmenler, ilgili çalışma alanına ve söz konusu akademik makalenin üretim bağlamına aşina olmalıdır. Ancak, belgenin konusu hakkında bilgi sahibi olmanın yanı sıra, bir çevirmen çevirinin kendisi konusunda da deneyimli olmalıdır. Makalenin ne hakkında olduğunu bilmek yeterli değildir. Bir çevirmen bu bilgiyi başka bir dilde düzgün bir şekilde aktarabilmelidir ve bu da özel bir beceri seti gerektirir. Bu nedenle, deneyimli akademisyenler için bile kendin yap yaklaşımı asla tercih edilmez.

Sonuçlar

İngilizceyi ortak dil olarak benimsemek, akademik çıktıların ve dolayısıyla akademik söylemin homojenleşmesine yol açabilir. Ancak akademisyenler kendi ana dillerinde üretim yapıyor olsalar bile, belirli nüansları kabul etmeyen bir çeviri, orijinalinde bulunan belirli karmaşıklık katmanlarından arındırılmış bir metinle sonuçlanabilir.

 

Makine çevirisi belirli çeviri süreçlerini daha çevik hale getirebilse de, henüz profesyonel bir çevirmenin yerini alabilmiş değil. Akademik çeviriler söz konusu olduğunda, çeviri hizmetleri için bir ajansa güvenmek en iyisidir. Mümkünse, bu büro, alanınızdaki kuruluşlarla çalışan, hatırı sayılır deneyime ve sağlam bir sicile sahip saygın bir büro olmalıdır.

Post a comment

Your email address will not be published.

Related Posts